Dünyanın en büyük turizm fuarı olan Uluslararası Berlin Turizm Borsası (ITB) Fuarı, düzenlenmeye başlayalı tam 51 yıl olmuş.
ITB’nin bu yılki partner ülkesi Botsvana.
Hafta başında açılışla ilgili basın toplantısı vardı.
Hem Almanya’dan hem başka Avrupa ülkelerinden ve hem de dünyanın çeşitli kesiminden çok sayıda medya mensubu katıldı.
Önümdeki masada oturan iki gazeteciden biri diğerine “Botsvana nerede?” diye sordu.
“Bilmiyorum” yanıtını alınca da cep telefonundan internete girip baktı.
Bostvana Cumhuriyeti; Güney Afrika Cumhuriyeti, Namibya, Zambiya, Zimbabve ile komşu bir Afrika ülkesi.
Nüfusu da 2 milyon 155 bin civarında.
Ulusal parkları, doğası ve vahşi yaşam alanlarıyla ünlü bir Afrika ülkesi.
Bu yılki ITB’de 187 ülkeden 10 bine yakın katılımcı hem ürünlerini pazarlıyorlar hem de ülkelerini tanıtıyorlar.***
Türkiye de öyle.
Türk şirketlerin tam 133 standı var.
Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, uzman bir ekiple gelmiş.
Dünyanın çeşitli kesimlerinden turist çekmek için aralıksız görüşmeler yapıyorlar.
Heyette Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Hüseyin Yayman da var.
Yayman, Hatay Kırıkhan’da doğmuş.
İlk ve orta öğrenimini orada yapmış.
İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi’ni bitirdikten sonra Hacettepe Üniversitesi’nde yüksek lisans yapmış.
Gazi Üniversitesi’nde de öğretim üyeliği.
2016 yılı Ocak ayından beri de Turizm Bakanı Yardımcısı.
Farklı kültürden, farklı dinden ve farklı dilden insanların içiçe barış içinde ve hoşgörü dolu bir şekilde yaşadığı Hatay’da çocukluğu ve gençliği geçen Yayman, yalnız Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı değil, aynı zamanda kelimenin tam anlamıyla tam bir turizm elçisi.
“Almanya ile Türkiye arkasında tarihi, kültürel bir dostluk vardır” diyor.
“Türkiye-Almanya ilişkileri konjonktürel gelişmelerle değerlendirilmemeli” diyor.
“Kültür ve turizm alanı siyasetin dışında bir alandır” diyor.
“Biz her turisti bir tanrı misafiri olarak görüyoruz” diyor.
“Biz her turisti bir barış elçisi olarak görüyoruz” diyor.
Yani Almanya ile Türkiye arasında son günlerde yaşanan gerginliğin barış elçileri sayesinde aşılmasını istiyor.
Alman barış elçilerini, yani Alman turistleri Türkiye’ye davet ediyor.
Hedefin 2023 yılına kadar Türkiye’yi en fazla turist gelen dünyanın 3’üncü ülkesi haline getirmek olduğunun altını çiziyor.
“Bakanımız Nabi Avcı Bey, tanıtım stratejilerimizi değiştiriyor. Türkiye’yi sadece deniz, kum ve güneş ülkesi değil, sağlık, spor, kültür, inanç gibi alternatif turizm alanlarının da ön plana çıkarıldığı bir tanıtım hedefliyoruz” diyor.
Türk turizminin bu sıkıntılı dönemi aşacağına gönülden inanıyor.
ITB’de Alman Seyahat Acentaları Birliği (DRV) Başkanı Norbert Fiebig’le ayak üstü sohbet etme olanağı da buldum.
2016’nın Türk turizmi açısından kötü bir yıl olduğunu söyledi.
Son dönemlerde Türkiye ile Almanya arasında yaşayanan gerginliğin olumsuz etkisi olduğunu ve olacağını da.
“Gerginlik, Alman medyasında ne kadar geniş yer bulursa, müşterilerin tercihleri üzerindeki etki de o kadar kuvvetli olur” dedi.
Alman turistlerin son dönemlerde İspanya, Yunanistan ve Mısır’ı tercih etmeye başladıklarını da.
Ama Norbert Fiebig de karamsar değildi.
“Biz Türkiye’nin yeniden eski gücünü kazanması için elimizden gelen her şeyi yapacağız” dedi.
“Türkiye, Almanya için yeri dolduralamayacak, alternatifi olmayan bir seyahat ülkesidir” dedi.
Umut verdi.
